Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi veya Birinci Sanayi Devrimi, Kendisinden önceki Tarım Devrimine nazaran insan bazlı ekonomiden öte, daha da fazla verimli üretim aşamalarının bulunduğu bir geçiş dönemidir. Endüstri çağı'nın oluşmasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi; ilk olarak Manchester, Birleşik Krallık'ta ortaya çıkmış, ardından Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'ya sıçramış ve bütün dünyayı etkisi altına almıştır. 18. yüzyılın sonlarında Buhar gücünün icadıyla birlikte endüstriyel süreçte yaşanan süratli değişimlerin bütününe ve dolayısıyla oluşan sermaye birikimine katkı sağlamasına Sanayi Devrimi adı verilmektedir. Yaşanan bu devrim; El işi aletleriyle yapılan üretimden makinelere geçişi, yeni kimyevi imalat ve demir üretimi işlevlerinin artmasını, su ve buhar gücünün kat ve kat artmasını, mekanize sanayi sistemlerinin kurulmasını görmüştür. Üretim çıktısı büyük ölçülerde artmış ve dolayısıyla beklenmeyen büyük bir nüfus artışı yaşanmıştır.
Düşünsel nedenlerin yanında Sanayi Devrimi'ni doğuran diğer unsurlar şunlardır:
Sanayi Devrimi'nin önce İngiltere Manchester'da başlamasının başlıca sebepleri şunlardır:
Fabrika sistemi ile üretim, talep artışı doğrultusunda bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır. Büyük makineler ev üretimi için elverişsiz durumdaydı. Bu nedenle evler yerine işçilerin makinelerin bulunduğu büyük binalara giderek çalışma sistemi, başka bir deyişle fabrika sistemi süreç içinde meydana geldi.
Fabrika sistemi hızlı üretim gibi olumlu sonuç yanında sosyal açıdan olumsuz birtakım sonuçlar da doğurmuştur. Erkek işçiler yanında, onların yerine (daha ucuza çalıştıkları için) çocuk ve kadınlar çalıştırılmaya başlanmıştır. 20 saate kadar varan iş saatleri küçük çocuk ve kadınlar üzerinde kötü etkiler bırakmıştır.
Buna rağmen ücretler yetersiz kalmıştır. İşçilerin kalifiyeli olması önem arz etmiyordu. Makineler tekdüze, basit, mekanik hareketler yapabilen herkesle çalışabiliyor durumdaydı. Kalifiyeli işçilerin normal ücretle iş bulma imkanları kısıtlanmıştır.
Sanayi Devrimi; 18. yüzyılda, önce İngiltere'de başlayan demir ve kömürün asıl enerji kaynağı ve hammaddeyi oluşturduğu bir makineleşme çağıdır. Kömür, buhar ve makinenin birleşiminin ortaya çıkardığı Sanayi Devrimi önemli ekonomik, siyasal ve toplumsal dönüşümlere neden olmuştur. Batı Dünyası bir şehir toplumu hâline gelmiştir. Kırdan şehre göç olmuştur ve bu nüfus, gelişmiş fabrika sistemlerindeki çalışan iş gücü kitlesinin oluşmasına sebep olmuştur.
Sanayi Devrimi, Avrupa'da burjuva sınıfının yapı değiştirmesine ve yeni bir işçi sınıfının doğmasına yol açmıştır. Eski burjuva sınıfına fabrika sahipleri de katılmıştı. Burjuva sınıfı artık her ülkede en zengin sınıf haline gelmiştir. Ancak ülkelerin çoğunda orta sınıf pek çok siyasal ve sosyal haklardan mahrum bırakılmıştır. Bu haklarını elde etmek için 19. yüzyılın sonlanmasını beklemek zorunda kalmışlardır.
Avrupa'da Sanayi Devrimi öncesinde de bir işçi sınıfı varlığını göstermiştir. Bu sınıf her zaman çoğunlukta ancak bilinçsiz bir düzene sahipti. Sanayi Devrimi sonucunda işçi sınıfı bilinçlenmeye başlamıştır. Toplumların hemen hepsinde en kalabalık sınıfını oluşturmuştur. İşçi sınıfı, yoğunluğuna karşın ekonomik ve siyasal haklardan mahrumdur. Ücretleri düşük, yaşama ve çalışma koşulları elverişsizdir. Çalışma saatleri uzun, fabrikalar havasız ve her türlü sağlık koşullarından uzak bir özellik göstermiştir.
Siyasal açıdan oy hakları yoktur. Sendikalaşma ve grev yasaktır. Ancak işçiler artık bu durumun farkındadır ve bilinç sahibi olmuşlardır.
Sanayi Devrimi'nin yarattığı işçi sınıfı hakları ile ilgili olarak sosyalizm görüşü ortaya çıkmıştır. Bu görüş önceleri ütopik sosyalizm olarak gelişmiştir. Daha sonra Karl Marx ve Friedrich Engels sosyalizmi geliştirerek bilimsel sosyalizmi ortaya koymuşlardır. Böylece toplumdaki uzlaşmaz sınıflar (burjuvazi ve proletarya) arasındaki çatışma daha çok belirginleşmiştir. Sosyalizm, komünist topluma geçiş için bir araç olarak kabul edilmiştir.
Sanayi Devrimi'nin bir başka etkisi de nüfus artışı konusunda olmuştur. Sanayileşme sayesinde tarım makineleşmiş, böylece aynı miktar toprak daha fazla insanı besleyebilir hale gelmiştir.
Ayrıca kent sanayi, tarım sektörü dışındaki insanlara iş sağlayarak daha fazla insanı besleyebilir duruma gelmiştir.
Sanayi Devrimi kentlerde nüfusun yoğunlaşmasına neden olmuştur. Amerika Birleşik Devleti, 1920'lerde nüfusunun yarısı kentlerde varlığını sürdürmekteydi. Kentleşme önemli sorunları da beraberinde getirmiştir. Gecekondu bölgeleri fazlalaşmıştır. Bu bölgeler pis ve kalabalık hale gelmiştir.
İşçilerin fabrikalarda toplanması ve fabrikaların da kentsel alanlarda fazlalaşmasıyla birlikte giderek kentler kırsal alanları içine çekmeye başlamıştır. Bu gelişme tıp bilimindeki yeniliklerle ortaya çıkan nüfus artışı ve bu nüfusu doyurmak için gıda maddesi bulma çabalarıyla birleşmiştir. 20. yüzyılın değişmez özelliği olan kitle toplumu tarihteki yerini almıştır.
Batı Dünyası bir şehir toplumu hâline geldi. Kırdan şehre göç oldu ve bu nüfus, gelişmiş fabrika sistemlerindeki çalışan iş gücü kitlesini oluşturdu.